Maliye
Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılı bütçesine ilişkin TBMM Genel Kurulunda yaptığı
sunumda, küresel ekonomik kriz sonrası küresel ekonomide uzun süreli bir
yavaşlamanın ortaya çıktığını ifade etti…
2017 yılı
bütçesine ilişkin TBMM Genel Kurulunda konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal,
küresel büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla
uygulanan genişlemeci para politikalarının tek başına yeterli ve sürdürülebilir
olmadığı yönündeki kanaatlerin yaygınlaştığını belirterek, "Büyümenin
kalıcı bir şekilde desteklenmesi kapsamında özellikle mali alana sahip ülkelerin
genişlemeci maliye politikası seçeneğini daha fazla kullanmaları
gerekiyor." dedi.
Küresel
ölçekte büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla
uygulanan genişlemeci para politikalarının tek başına yeterli ve sürdürülebilir
olmadığı yönündeki kanaatlerin yaygınlaştığının altını çizen Ağbal,
"Büyümenin kalıcı bir şekilde desteklenmesi kapsamında özellikle mali
alana sahip ülkelerin genişlemeci maliye politikası seçeneğini daha fazla
kullanması gerektiği hususu ön plana çıkmaktadır." değerlendirmesinde
bulundu.
Finansman
maliyetlerinin tarihi düşük seviyelerde devam ettiği bu süreçte özellikle
verimlilik ve talep artışını da destekleyecek kamu altyapı harcamaları ile
eğitim, sağlık, araştırma ve geliştirme harcamalarına ağırlık veren kamu maliyesi
politikalarının birer birer devreye sokulduğunu anlatan Ağbal, bazı ülkelerin
harcamaların ve vergi gelirlerinin kompozisyonunu değiştirerek büyümeyi ve
gelir dağılımını destekleyebilecek maliye politikalarını gündeme aldıklarını
söyledi.
Başta ABD ve
İngiltere olmak üzere İtalya, Macaristan, Güney Kore gibi birçok ülkenin
rekabet gücünü artırmak için dolaysız vergi oranlarını düşürme, altyapı
harcamalarını artırma programları açıkladıklarını dile getiren Ağbal, şöyle
devam etti:
"Diğer
taraftan büyüme oranlarının yukarıya çekilmesi için yapısal reformlara da
ağırlık ve hız verilmesi gerektiği de bilinmektedir. Global ekonomide
potansiyel büyümeyi yukarı çekebilmek için uluslararası ticaret ve yatırımın
canlandırılması, istihdam reformları, inovasyonun teşviki, altyapının
iyileştirilmesi, finansal reformların ve kapsayıcı kalkınmanın desteklenmesi de
önem kazanmaktadır."
"Gelişmekte
olan ülkelerden sert sermaye çıkışları gözlemleniyor"
Küresel
ekonominin 2016 yılına finansal dalgalanmaların artış gösterdiği bir trendle
girdiğine dikkati çeken Ağbal, sonraki aylarda nispeten sakin bir seyir
izlediğini dile getirdi.
Söz konusu
dönemde Avrupa ve Japonya Merkez Bankasının genişlemeci para politikasına devam
etmesinin küresel likidite ve risk iştahını artırarak uluslararası
yatırımcıların gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarını
desteklediğini kaydeden Ağbal, İngiltere'deki referandum sonucunun piyasalar
üzerindeki etkisinin kısa sürdüğünün altını çizdi.
ABD'de
Donald Trump'ın seçimi kazanmasının sadece ABD ekonomisinin geleceğine ilişkin
beklentileri değiştirmediğini, aynı zamanda global ekonomi ve finans
piyasalarına ilişkin belirsizlikleri de önemli ölçüde artırdığını belirten
Ağbal, "Bu belirsizlik sonucu dolar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para
birimlerine karşı önemli derecede değer kazanırken, sabit getirili menkul
kıymetlerin getirileri hızla yükselmiştir. Gelişmekte olan ülkelerden sert
sermaye çıkışları gözlemlenmektedir." diye konuştu.
"2017
yılı büyüme öngörüleri yukarı yönlü"
Küresel büyüme
oranının bu yıl yüzde 3,1 seviyesinde kalması beklendiğine işaret eden Ağbal,
gerçekleşmenin, söz konusu oranın altında olma ihtimalinin de bulunduğunu ifade
etti.
Bu yılın,
küresel kriz sonrası dönemde global büyüme oranının en düşük olduğu yıl olacağını
vurgulayan Ağbal, "Zayıf küresel ticaret, düşük oranda artan global talep,
düşük emtia fiyatları, finansal piyasalardaki kırılganlıklar ve artan
jeopolitik gerginlikler düşük büyümenin temel nedenlerini
oluşturmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıl
küresel büyümenin yüzde 3,4 olmasının beklendiğini kaydeden Ağbal, ABD'de
uygulamaya konulması beklenen genişletici maliye politikası, Çin'in büyümeyi
destekleyici uygulamaları ve emtia ihracatçısı ülkelerde görülmesi beklenen
iyileşmenin küresel büyümeyi 2017'de destekleyeceğini belirtti. Ağbal, son
dönemde PMI endekslerindeki artışın da 2017 yılı büyüme öngörülerinin yukarı
yönlü olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Ağbal,
ABD'de faizlerin beklenenden daha hızlı artma riski, küresel ticarette artan
korumacılık eğilimi, finansal sektördeki sorunlar, yüksek borçluluk oranları,
jeopolitik gerginlikler ve siyasal sorunlar ve bunların üzerinde oluşturulan
belirsizliğin de gelecek yıl için büyüme üzerinde risk oluşturduğunu kaydetti.
"Fed'in
faiz artırımlarına daha hızlı devam etme olasılığı arttı"
ABD
ekonomisinin küresel kriz sonrası dönemde diğer gelişmiş ülkelere nispeten daha
olumlu bir büyüme grafiği çizdiğini belirten Ağbal, 2011-2016 döneminde ABD'de
ortalama büyüme oranı yüzde 2 iken, Avro Bölgesi'nin yüzde 0,9, Japonya'nın da
yüzde 0,6 büyüyebildiğinin altını çizdi.
Kamu
harcamalarında artışa gidilmesi ve vergi indirimleri neticesinde hanehalkı
tüketiminin artması ve buna bağlı olarak özel sektör yatırımlarında ortaya
çıkacak canlanmanın ABD için öngörülen büyüme oranını yukarıya çekeceğini
belirten Ağbal, büyümedeki söz konusu artışa paralel enflasyonun da yükselmesi
ve yüzde 2'lik hedefin aşılmasının beklendiğini bildirdi. Ağbal, "Bu
durumda Fed'in faiz artırımlarına daha hızlı devam etme olasılığı da
artmıştır." dedi.
Avro
Bölgesi'nde ılımlı olmakla birlikte istikrarlı bir büyüme trendinin devam
ettiğini anlatan Ağbal, büyüme trendinin korunabilmesi için genişlemeci para
politikasının devamına ihtiyaç olduğunu kaydetti. Ağbal, Brexit süreci, mülteci
sorunu ve bankacılık sistemine ilişkin sorunların bölge ekonomisi üzerindeki
riskleri artırdığını, bu çerçevede Avro Bölgesi'nin gelecek yıl yüzde 1,5
büyüyeceğinin tahmin edildiğini belirtti.
Bakanlık ve
kurumların bütçeleri görüşülecek
Bütçenin tümü
üzerindeki görüşmelerin ardından 6 Aralık Salı günkü birinci turda;
Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay,
Başbakanlık, Kamu Denetçiliği Kurumu, MİT, MGK Genel Sekreterliği, Diyanet
İşleri Başkanlığı, RTÜK, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Hazine
Müsteşarlığının bütçeleri görüşülecek.
TBMM Genel
Kurulunda bu hafta görüşülecek bakanlık ve kurumların bütçeleri şöyle olacak:
7 Aralık
Çarşamba:
İnsan
Hakları ve Eşitlik Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk
Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu.
8 Aralık
Perşembe: BDDK, SPK,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EPDK, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu, MTA, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol
Piyasası Düzenleme Kurumu.
9 Aralık
Cuma: Dışişleri
Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜİK, GAP, Doğu Anadolu Projesi, Konya Ovası
Projesi, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlıkları, Adalet Bakanlığı,
Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet
Akademisi, HSYK.
10 Aralık
Cumartesi: İçişleri
Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Kamu Düzeni ve
Güvenliği Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Genel
Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları
Genel Müdürlüğü ve Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı.
11 Aralık
Pazar: Milli
Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM, 108 üniversite, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor
Genel Müdürlüğü, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü.
DETAY HABER
05.12.2016